- neşeli biçimde
- adv. sprightly
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
neşeli — sf. 1) Sevinçli, keyifli, şen Bugün ne kadar iyi, ne kadar neşeli olduğumu görüyor musunuz? R. N. Güntekin 2) zf. Sevinçli, keyifli, şen bir biçimde Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
şakrak — sf., ğı 1) Şen, neşeli (ses) Şakrak bir kahkaha. 2) zf. Şen, neşeli, hayat dolu bir biçimde Yeni çıkan ayın ışığında şakrak ve kıvrak oynuyordu. H. E. Adıvar Birleşik Sözler şakrak kuşu şen şakrak … Çağatay Osmanlı Sözlük
allegro — zf., müz. Canlı, neşeli ve hızlı bir biçimde (çalınarak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalgı çağanak — zf. Çalgılı, neşeli ve gürültülü bir biçimde Çalgı çağanak bir hayli eğlendik … Çağatay Osmanlı Sözlük
gevrek — sf., ği 1) Kolayca kırılıp ufalanan Bazı taşlar çok gevrek olur. 2) mec. Şen, neşeli (gülüş) Faik in şişkin ağzından gevrek bir kahkaha boşaldı. P. Safa 3) is. Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir tür çörek Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gevrek gevrek gülmek — 1) kendine güvenip karşısındakini küçümsemek Diğer dükkânların satılmayan mallarını ben sanki ne yapayım diye gevrek gevrek gülerek kendi kendine hak verirdi. A. Ş. Hisar 2) neşeli ve kendine güvenli biçimde gülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük